“İlişkimiz çıkmaza girmiş üzereydi. Ne konuşabiliyor, ne de birbirimizi anlayabiliyorduk. Birinci başta çift terapisine gitme fikri bile ürkütücüydü açıkçası. Fakat seanslara başladıktan sonra fark ettik ki asıl sorun birbirimize ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimizmiş. Terapistimizin yönlendirmeleriyle hem kendimizi hem birbirimizi yine tanımaya başladık. Bazen en kolay görünen şeylerin altında ne kadar derin manalar olduğunu keşfettik. Şu an hâlâ harika değiliz tahminen ancak artık birlikte düşünebiliyor ve birlikte tahlil arayabiliyoruz. Bu süreç, yalnızca münasebetimize değil, birey olarak kendimize de yeterli geldi.