“Terapiye gereksinimim var mı?” sorusu, birden fazla vakit net bir yanıtla değil, belirsizlikle birlikte gelir. Günlük ömür sürdüğü hâlde mana kaybı, duygusal tepkisizlik, alakalarda tekrar eden döngüler üzere tecrübeler kişiyi terapiye yöneltebilir. Terapi, sırf büyük kriz anlarında değil, ömürle tekrar bağ kurma gereksiniminde da başvurulabilecek bir süreçtir. ACT yaklaşımında emel, hisleri bastırmak değil; onlarla yeni bir münasebet kurarak, pahalar doğrultusunda ilerlemektir. Hazır hissetmeyi beklemeden başlanan bu süreç, kişinin kendine daha açık ve dürüst bir formda bakmasına alan tanır.