Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Sinan Ersoy, estetik cerrahi hakkında bilinen 10 yanlışı anlattı. “Meme estetiği yaptırırsan ileride çocuğunu emziremezsin”, “Burun estetiği olursan burnunun doğallığı bozulur ve estetik ameliyat olduğun çarçabuk anlaşılır”, “Yüz germe yaptıracak kadar yaşlı değilsin ki”… Çabucak hepimiz kusurlu bulduğumuz bölgelerden kurtulmak yahut yılların izlerini hafifletmek istiyoruz. Günümüzün estetik dünyası da bilgi birikiminin yanı sıra gelişen teknikler sayesinde gerek yüzümüzde gerekse bedenimizde bizi rahatsız eden problemlere tahlil buluyor ve aynalarla yine barışmamızı sağlayabiliyor. Fakat estetik ameliyatların sıklaşması ve bu hususa olan ilginin artışıyla birlikte toplumda kimi yanlış bilgiler de birebir oranda artarak yaygınlaşıyor.

Bireylerin günlük hayatta karşılaştıkları en temel ve tesirli bağlantı alanlarından biri elbet ailedir. Aile, bir kişinin duygusal, toplumsal ve ruhsal gelişiminin formlandığı birinci yerdir. Klinik psikolog olarak, mesleki uygulamalarımda gözlemlediğim en yaygın meselelerden biri, fonksiyonsuz aile irtibatının bireyler üzerindeki olumsuz tesiridir. Bu makalede, hem danışanlarımın müşahedelerine hem de bilimsel yaklaşımlara dayanarak, aile irtibat meselelerinin birtakım temel nedenlerini paylaşmak ve muhtemel tahliller sunmak istiyorum.

Botoks ekseriyetle estetik maksatlarla bilinse de, kronik migren, diş sıkma, çok terleme ve kas spazmları üzere birçok tıbbi durumda da tesirli bir tedavi seçeneğidir. Bu yazıda, botoksun estetik dışındaki kullanımları bilimsel temelli olarak ele alınmakta ve ömür kalitesini artırmadaki rolü vurgulanmaktadır. Uygulamanın uzman tabip denetiminde yapılmasının kıymeti bilhassa belirtilmektedir.

Bu makale, panik atağın bedensel ve zihinsel tecrübesini ACT bakış açısıyla ele alıyor. Dertle savaşmak yerine ona alan açmayı, onunla birlikte yaşamayı öğrenmenin ehemmiyetini vurguluyor. Panik atağın gelmesini engellemeye değil, onunla birlikte bedeller doğrultusunda hareket etmeye odaklanıyor.

Bağırsak mikrobiyotası, sırf sindirimle hudutlu kalmayan, bağışıklık sistemi ve beyinle direkt kontaklı karmaşık bir ekosistemdir. Bu yazıda, bağırsak-beyin ekseni kavramı üzerinden mikrobiyota sıhhatinin his durum, güç, bağışıklık ve genel sıhhat üzerindeki tesirleri ele alınmıştır. Ayrıyeten klinik uygulamalarda kullanılan probiyotik dayanaklar, bioresonans uygulamaları ve beslenme düzenlemeleriyle mikrobiyotanın nasıl desteklenebileceği açıklanmıştır.

Daima yorgunluk, unutkanlık ve halsizlik üzere belirtiler sırf gerilim kaynaklı olmayabilir; altta yatan mitokondriyal disfonksiyon da bu durumlara neden olabilir. Bu yazıda mitokondri sıhhatinin değeri, kronik gerilimin hücresel güç üretimi üzerindeki tesiri ve ozon terapi, IV takviyeler, bioresonans üzere klinik uygulamalarla mitokondri işlevlerinin nasıl desteklenebileceği ele alınmıştır. Daha kaliteli ve enerjik bir hayat için mitokondri sıhhatine bütüncül yaklaşımın gerekliliği vurgulanmaktadır.

Çocuklarda palavra söyleme davranışı Çocukların iki yaşına doğru konuşmaya başlamalarıyla palavrası değerlendirmek mümkün hale gelince; palavra söyleme davranışının erken yaslardaki gelişimi ve çocuklarına hangi nedenlerle palavra söylediklerine bağlı. Çocuklarda erken periyotta görülen ve kendi menfaatlerini gözetme gayesiyle söyledikleri palavraların daha çok zihinsel durumlara yönelik anlayışla birlikte ortaya çıktığı gözlenmektedir. 3 yaşından itibaren anne babanı tavırları çocuğun yaptığı şeyleri gizleme ya da anlatmama üzere durumlarla görülebilir. Çocuklar daha çok bu yaşlarda kendi isteklerini ön planda fiyatlar gelişim periyodunun de tesiriyle. Ebeveynlerin çocuğa yaklaşımı palavranın ilerleyen süreç de çocuğun benliğiyle bütünleşebilir.3 yaş da söylenen palavra davranışı daha masumane kalmaktadır. Ama çocuğun bu süreç de palavra davranışın altındaki sebepler daha kıymetlidir. Bu süreç de bedeller eğitimi 3 yaş da evvel ailede sonra anaokulu periyoduyla başlar. Kıymetler sosyal-duygusal tarafta

Meslek hayatım boyunca bir Uzman Klinik Psikolog olarak bireysel terapinin sayısız yararına tanıklık ettim. İnsan zihni, bazen kendi iç karmaşasında kaybolur; kanılar iç içe geçer, hisler tanımlanamaz hale gelir. İşte ferdi terapi, bu sisli seyahatte bireye bir pusula sunar. Terapi süreci, danışanın kendini daha âlâ tanımasını, hislerini anlamlandırmasını, yaşadığı problemlerle daha sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmesini sağlayan yapılandırılmış bir içsel keşif seyahatidir. Artık, birlikte ferdî terapinin yararlarına birlikte göz atalım.

Travma birçok vakit yıkıcı tesirleriyle anılır; lakin kimi bireylerde bu tecrübeler, ruhsal bir dönüşümün başlangıcı olabilir. “Travma Sonrası Büyüme” (Post-Traumatic Growth), bireyin yaşadığı zorlayıcı olaylar sonrasında daha derin bir hayat anlayışına ulaşmasını, içsel gücünü keşfetmesini ve yeni manalar üretmesini tabir eder.

Anksiyete, insanlığın varoluşuyla birlikte gelen doğal bir histir. Lakin 21. yüzyılda bu his, yalnızca tehlikeye verilen bir reaksiyon olmaktan çıkıp, ömrün sıradan bir kesimine dönüşmüştür. Günümüz anksiyetesi artık daha sessiz, daha sinsi ve birden fazla vakit da görünmez bir halde kendini gösteriyor.