Denge

Bağırsak mikrobiyotası, sırf sindirimle hudutlu kalmayan, bağışıklık sistemi ve beyinle direkt kontaklı karmaşık bir ekosistemdir. Bu yazıda, bağırsak-beyin ekseni kavramı üzerinden mikrobiyota sıhhatinin his durum, güç, bağışıklık ve genel sıhhat üzerindeki tesirleri ele alınmıştır. Ayrıyeten klinik uygulamalarda kullanılan probiyotik dayanaklar, bioresonans uygulamaları ve beslenme düzenlemeleriyle mikrobiyotanın nasıl desteklenebileceği açıklanmıştır.

Pek çoğumuz, Yunan mitolojisindeki İkarus’u biliriz. O, babası Daedalus’un ihtimamla hazırladığı balmumuyla yapıştırılmış kanatlarla labirentten kaçarken, “Ne çok alçaktan uçmalısın, zira denizin nemi kanatlarını ıslatır, ne de çok yükseğe çıkmalısın, zira güneşin sıcaklığı balmumunu eritir” ikazına karşın, özgürlüğün ve güneşin cazibesine kapılıp çok yakına uçan genç bir kahramandır. Güneşe her yaklaştığında, kanatlarını tutan balmumu erir ve trajik bir halde denize düşerek hayatını kaybeder. Fakat bu mit, sırf uçuş ve özgürlük tutkusu üzerine bir ihtar değil; birebir vakitte duygusal uçuşların, denetimsiz aşırılıkların ve istikrar arayışının üniversal bir metaforudur. Bugün bu öyküden yola çıkarak, bilhassa bipolar bozukluk üzere duygudurum dalgalanmalarıyla çaba eden bireylerin, olumlu hisleri yaşarken nasıl istikrarda kalabileceklerine dair değerli ipuçları bulabiliriz.

Beşerler ortasındaki bağlar, sadece duygusal ve fizikî etkileşimlerden ibaret değildir. Bir bağlantıyı sürdürebilmek, sağlıklı ve manalı bir bağ kurmak, çoğunlukla şahısların içsel dünyalarıyla, yani kişilik özellikleriyle direkt irtibatlıdır. Kişilik, bireylerin düşünme, hissetme ve davranma biçimlerini belirleyen derin bir yapıdır. Bu yapılar, insanların dünyaya bakış açılarından, diğerleriyle nasıl bağlantı kurduklarına kadar her tarafıyla etkileşimde bulunurlar.